Sahi ben hangi ara bu kadar yıprandım ?

#PARÇA39

Süslü bir hayatım yoktu benim.Kalabalık bir adamda hiç olmadım.Kendi dünyamın kalabalığının içinde nefes almaya çalışıyorum genelde.Kendinden başka kimseye zararı olmayan,kendi halinde bir adam.Bana yetecek bir dünyam var.İki odası olan,bana sorsalar üç odalı.Birinde; anam,babam,kardeşim.Onların iyi kötü hatıraları ile dolu her tarafı...Diğer odada hayallerim.Perdesiz,soğuk boyası çıkmış şu çekmiş duvarları...Üçüncü odada ne var diye soracak olursanız kimsenin haberi dahi olmayan,kimselerin dolduramadığı boşluğum.Kendi halinde...
İçmek,en güzel fikriydi yine gecenin.Anoson kokusunun duvarlarımı okşaması, en iyisi olacaktı.İşler şu sıra kesat gittiğinden,her bir yudum altın değerinde benim için.
Şu zalım dünyaya, bu gecenin şerefine kaldıralım kadehleri.Benden ha merak etmeyin...
Bir adamın göz yaşları gururuydu, bana göre tabi.Herkes, her gün,bir şeyler alıp gidiyor benden.Tek tek.Haberim olmadan.Her gün biraz daha kendimi zayıf buluyorum.Saçlarım her gün bir önceki günden daha da aklaşmış gibi.
Şu insanların sahi benimle alıp veremedikleri neydi?Hiçbir şeyi olmayan bir adamın yüreğini, her gün biraz biraz parçalamak kimin fikriydi?Çıksın karşıma! Yok hayır,yanlış anlaşılmasın ben kötü bir adam değilim.Ben,yüreği bir gün öncekinden, iki kat daha yorgun düşen bir adamım.Tedirgin ve huzursuz.İki üç dal sigaramın kaldığı paketten bir sigara daha çıkardım.Gözlerimi bir dakikalığına kapatıp,dumanı içime çektim.Benliğimi, içime çeker gibi.Ben kendi halinde faydasız bir adamdım.Neydi etrafımdaki duvarların,pencerelerin,benimle alıp veremediği.Neydi bu insanların birbirinden üst gelme merakı.Üç günlük dünyayı beş   Kuruş etmeyen insanlarla harcamanın nedeni neydi? Sahi ben hangi ara bu kadar yıprandım.

Yorumlar

Popüler Yayınlar