Gökyüzünün soğukluğu camıma her vurduğunda ürperirim.Beyazlara büründüğünde kapımın önündeki incir ağacı...Cesaretimi toparlayıp çömelmem gerekirdi yanına.Gidemedim.
Bedenimin yorgunluğu postallarımın üzerine çökmüş gibi... Ya da benim kabullenemediğim yalnızlığı çözümleyebilmek ağır geldi.Derin bir nefes almam gerekiyor hissediyorum.Düğümlenen bütün kelimeler sanki koltuk değneğim olmuş.Aşılması gereken bütün engellerin birer yol göstericisi olmuşlar.Kararsızlıklar , kafa karışıklıkları , korkular , engeller ve daha nicesi hepsi bir adım öne atmış kendini sanki.Duyguların önüne geçmesi hiç adil değil.Bu hiç ama hiç adil değil.Çok bekletmemek gerekken sevdayı düğümlenmek hoş değil.
Gecenin ayazında sessizce misafirim olabilirdin.Hiç konuşmadan tenine dokunabilirdim.Hissettirebilirdim.Kirpiklerinin her birine dokunup öpebilirdim.Hiç konuşmadan öylece gecenin sesli sessizliğine kulak verebilirdik.Gökyüzünün en parlak yerinde ellerimizi buluşturabilirdik.Kokuna gökyüzünü sığdırabilmek...
Kokuna gökyüzünü sığdırabilirim sevgilim...
Yorumlar
Yorum Gönder